İntihar: Görünmeyen Tehlike

|   Yaşam

Bir “Nasılsın?” hayat kurtarabilir

Trafik kazaları, uyuşturucu, cinayet ya da HIV... Tüm bu sebeplerden kaynaklanan ölümler bir araya gelse bile, Almanya’da intihardan ölenlerin sayısını geçemiyor.

Her yıl 10 binden fazla insan yaşamına son veriyor. Bu sayının 10 ila 20 katı insan ise intihar girişiminde bulunuyor.

Toplumdaki yalnızlaşma, artan yoksulluk, ırkçılık, gelecek kaygısı ve yaşlılıkla birlikte gelen çaresizlik duygusu, insanları içe kapanmaya ve hayatın anlamını sorgulamaya itiyor. Medyanın ve siyasetin körüklediği savaş söylemleri de bu tabloyu daha da karanlık hale getiriyor.

Çoğu zaman intihar eğilimi, kişisel ve sorgulanamaz bir karar gibi görülse de, bilim ve psikiyatri tam tersine işaret ediyor: Gözlemlemek, sorgulamak ve müdahale etmek yaşamsal önem taşıyor.

Bir insan intiharı neden düşünür?
İntiharın tek bir nedeni yok. Biyolojik, psikolojik ve sosyal çok sayıda faktör birlikte etkili oluyor. Beyindeki kimyasal dengesizlikler, bağışıklık sistemi ya da tiroit fonksiyonlarındaki değişiklikler, çevresel koşullar (ısı, ışık, gürültü), işsizlik ve yalnızlık gibi etkenler intihar riskini artırıyor.
En belirgin tetikleyicilerden biri de depresyon. Travmalar, fiziksel hastalıklar, kayıplar ve aşağılanma deneyimleri de intihara zemin hazırlayabiliyor.

Risk altındaki kişiler nasıl anlaşılır?
İntihara meyilli bireylerde gözlemlenebilecek değişiklikler arasında sosyal geri çekilme, ilgi kaybı, uyku düzeninde bozulmalar, öfke nöbetleri, kişisel bakımda azalma ve riskli davranışlarda artış yer alıyor.

İşte müdahale burada başlıyor: Eğer çevrenizdeki biri bu belirtileri gösteriyorsa, onunla konuşun. Basit bir konuşma bile kişinin yükünü hafifletebilir, duvarlarını yıkabilir.

Yaşamak için programlanmış bir vücut
Evrimsel olarak bedenimiz hayatta kalmak üzere tasarlanmıştır. Boğulmayı önlemek için öksürürüz, acıdan kaçarız. Bu yüzden intihar düşüncesi, hayatta kalma dürtüsüne karşı verilen ciddi bir mücadeledir. Çoğu intihar krizi yaşayan kişi kararsızdır; yaşamak ister ama artık böyle yaşamak istemez.

Tünelin ucunda bir ışık
Araştırmalar, bir kişinin intihar kararından eyleme geçmesine kadar geçen sürenin çoğu zaman yalnızca 10 dakika olduğunu gösteriyor. Ancak bu karar öncesinde haftalarca süren içsel bir çöküş yaşanmış olabilir.

Bu kısa sürede kişi "tünel görüşü"ne kapılır: Başka bir seçenek göremez. Bu nedenle geride kalanları ya da olası sonuçları düşünmez.
Ancak bu tünelin ucunda bir bariyer varsa – fiziksel ya da duygusal bir engel – kişi durabilir. Ve bu duraksama, hayat kurtarabilir.
İyileşme mümkün

Ciddi intihar girişiminden sonra hayatta kalanlarla yapılan görüşmeler, birçoğunun yardım aldıktan sonra bakış açısının değiştiğini ve hayata yeniden bağlandığını ortaya koyuyor. Bazıları hayatta kaldıkları için minnet duyduklarını bile ifade ediyor.

Sessiz çığlıkları duyalım
Sevdiklerimizi gözlemlemek, değişimleri fark etmek ve bir “Nasılsın?” sorusuyla yanlarında olduğumuzu hissettirmek, sandığımızdan çok daha büyük bir fark yaratabilir. Unutmayalım: Her hayat, bir umut ışığıdır.

 

Geri

 

Card image cap
înfo Magazin
Daha fazlasi için

YouTube
Card image cap
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Card image cap
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
Card image cap
İstekler Programı
Daha fazlasi için
Card image cap
SALI SALI Hakan
Daha fazlasi için