Yeni Sağlık Bakanı Nina Warken bu konuda bir şey yapacak mı? Pek umut yok. Zira daha önceki girişimlerin hepsi, alkol lobisi sayesinde buhar olup uçmuş. 2017’de “Alkol Tüketimini Azaltma” isimli devlet destekli çalışma grubu, lobi baskılarıyla etkisiz hale getirilip kapatıldı. Çalışma grubu, çalışamadan grup oldu kısaca.

Üstelik hükümet yetkililerinin takvimlerinde alkol lobicileriyle yapılan görüşmeler, bağımlılık yardım kuruluşları ve önleme kurumlarıyla yapılan görüşmelere kıyasla üç kat daha fazla yer buluyor. Bir yanda bağımlılık uzmanları, diğer yanda şarap tadımcılarıyla dolu takvimler...

Dünya Sağlık Örgütü diyor ki: "Sağlığa zararsız alkol diye bir şey yok." Ama biz hâlâ her yaz bir “şampanya kalbe iyi geliyor” haberi okumadan sezonu açamıyoruz. Geçen çıkan bir araştırmaya göre şampanya kalp krizine iyi geliyormuş. Aman da ne güzel, hele yanında indirimli çilek varsa!

Bu sırada şarap üreticileri alkolsüz versiyonlarıyla deneyler yapıyor. Alkolsüz şarap mı? Evet, ama sadece pahalı üzüm suyu değil. Alkolü alınmış ama ruhu yerinde. Çok şükür ki Winzer (şarap üreticisi) amcalarımız hâlâ iş başında.

Peki, Bakan Warken bir şey yapar mı? Geçmişteki bazı fotoğrafları içkiyle gayet barışık olduğunu gösteriyor. Belki o da bizim gibi “bir kadehten bir şey olmaz”cıdır.

Ama gerçek şu: Almanya’nın ciddi bir alkol sorunu var. Vergiler düşük, uyarı etiketleri yok, kültür “şerefe!” üzerine kurulu. Değişmesi gereken sadece yasalar değil, zihinler.

Özetle: Almanlar içmeyi seviyor. Sağlık Bakanlığı ise “şişenin dibine kadar” duyarsız kalmış gibi görünüyor. O zaman biz de soralım: Sağlığa zararlı olan alkol mü, yoksa onu zararsız sanmak mı?