Kaynak, AB’nin borçlanmasıyla temin edilecek ve Ukrayna’ya faizsiz kredi olarak aktarılacak. Ancak yalnızca Rusya’dan doğrudan savaş tazminatı alınması halinde geri ödeme yapılacak; bu ise pek olası değil. Böylece AB, Ukrayna’nın finansmanını fiilen üstlenmiş olacak.
Şu anda taahhüt edilen destek, Ukrayna’nın savaş ve devletin işleyişi için ihtiyaç duyduğu kaynağın yaklaşık yarısını karşılayabiliyor. IMF, ülkenin 2026’nın ikinci çeyreğinde ödeme güçlüğü riskiyle karşı karşıya olabileceğini duyurmuştu.
Zirvede siyasi olarak en önemli tartışma, Belçika’daki dondurulmuş Rus varlıklarına el koyma planı oldu. Çekya, Slovakya, Macaristan, Bulgaristan, Kıbrıs, Malta, İtalya ve Avusturya gibi ülkeler plana karşı çıktı. Çekya, Slovakya ve Macaristan ise onaylarını, AB borçlarının kendi payları oranında geri ödenmeyeceği garantisi karşılığında verdi.
Şansölye Merz, AB’de bloke edilen Rus varlıklarının gelecekte müsadere edilebileceğini söylerken, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ABD’nin başlattığı görüşmeler başarısız olursa AB’nin Putin ile doğrudan temas kurabileceğini belirtti.
Junge Welt’in haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, kararı “önümüzdeki iki yıl için mali güvence” olarak değerlendirirken, milletvekili Knjaşitskiy AB’yi “ekonomik bir süper güç” olarak nitelendirdi. Öte yandan Rusya’dan ise rahatlama mesajları geldi; Putin ve yatırım temsilcileri AB kararını eleştirdi.
Almanya zirvede başka bir alanda da yenilgi yaşadı. Fransa ve İtalya’nın direnci nedeniyle von der Leyen’in Mercosur serbest ticaret anlaşmasını Brezilya’da imzalaması ertelendi; onay sürecinin Ocak ayında tamamlanması planlanıyor.