Yaratıcılıktan yoksun partiler daha fazla ilticacıyı başından atmak için halkın hoşuna gidecek çalışmalar yapıyor. Çünkü “Potansiyel terörist” uyarılarının yarattığı korkunun ruhları kemirmeye başladığının farkındalar.
İltica yasasının tartışmaya açılmasını eleştirilere sebep oldu. İnsan hakkı savunucuları ve yargı, hükümete ‘basiret ve ölçülü olma' çağrısında bulundu. Uluslararası Af Örgütü, sabıkalı mültecilerin sınır dışı edilip kriz bölgelerine gönderilmesinin devletler hukukuna aykırı olduğunu açıkladı. Sözcü Andrea Berg ‘Neue Osnabrücker Zeitung' gazetesine verdiği demeçte, “Kimse hayatının ve hürriyetinin tehlikede olduğu bir ülkeye sürülemez”, dedi.
Bavyera eyalet hükümeti polisiye önlemlerin arttırılmasını kararlaştırdı. Bavyera yönetimi polis mevcudunun sürekli arttırılacağını ve diğer Alman eyaletlerinden de polis gücünün takviye edilmesinin beklendiğini duyurdu. Eyalet Başbakanı Horst Seehofer federal polis teşkilatına da aynı tavsiyede bulunmuş ve sınır koruma teşkilatının yeterli olmadığı yerlerde sınır güvenliğinin ordu tarafından sağlanmasını talep etmişti.
"Frankfurter Allgemeine Zeitung":
"Dur duraksız gündeme gelen İltica Yasası'nı daha sert, daha iyi ve daha hızlı hale getirme girişimlerinin ardında usandıran bir Alman ütopyası yatıyor. Ne kadar 'iyileştirilirse' iyileştirilsin Alman iltica yasası üçüncü sınıf bir göç düzenlemesidir. Bu yasa, başta ülkeye iltica için gelip de yeniden gitmek zorunda kalanlar olmak üzere ilgili tüm tarafları zorluyor. Daha fazla ilticacıyı başından atmak isteyenler bunu daha önceden düşünmeli. Ancak koşullara uygun bir iltica yasası hazırlamaktan çekiniliyor. Bazılarının buna yeterince cesareti yok. Bazıları yaratıcılıktan yoksun. İnsanlıktan nasibini almamış başkaları ise radikal adımlar atılmasından yana. Hangi adımı atarsanız atın, terör yine terör olarak kalacaktır."