Ulusal Eğitim Raporu’na göre çok sayıda çocuk ve genç yuva ve okullarda teşvik edildi ve eğitildi. Ancak şansları ebeveynlerinin gelirine bağlı. Araştırmacılar yatırım yapılmasını talep ediyor.
Uzmanların görüşüne göre Almanya’daki yuva ve okulların durumu hala artan çocuk ve genç sayına cevap verecek kadar iyi değil. Giderek açılan iyi eğitime sahip olanlarla olmayanlar arasındaki fark iş hayatındaki büyümeyi tehdit ediyor.
2016 yılında 49.300 öğrenci en az bir ortaokul diploması bile almadan okulu bıraktı. Bu da önceki yıllara göre yüzde 6 artış anlamına geliyor. 9. sınıf öğrencisi her 10 genten birisi bu sınıf seviyesine uygun bir şekilde okuyamıyor. Buna karşılık, lise mezunlarının oranı on yıl içinde yüzde 34'ten yüzde 43'e yükseldi.
Okuldaki başarı hala sosyal olarak ait olunan çevreye –işçi çocuğu, işsiz çocuğu, akademisyen çocuğu..- bağlı. Ebeveynleri lise mezunu olmayan gençlerin dörtte birisi, ebeveynleri akademisyen olanların ise dörtte üçünden fazlası yüksek öğrenim görüyor.
Zengin-Fakir, eğitimli-eğitimsiz, İşçi-işsiz arasındaki toplumsal makas giderek açılıyor.
Artan doğum oranları ve göç nedeniyle yuva veya okula giden çocuk veya gençlerinsayısı artıyor. Bunun için daha fazla eğim alanı ve personele ihtiyaç var. Annelerin çoğunluğu çalıştığı için yuvalara duyulan ihtiyaç artıyor.
Bugün yuvalarda bakılan çovuk sayısı 2006 ve 2017 yılları arasında 363.000’den 553.000’e yükseldi.
Bunun içindir ki yıllardır sınıfta kalmış eğitim sistemin değiştirilmesi geliştirilmesi gerekiyor. Bunun için yatırım, yatırım için de para lazım.
“Verimli bir eğitim sistemi için kilit faktör, yüksek standart ve beklentileri karşılayabilecek yeterli sayıda uzaman personeldir” diyor araştırmacı Kai Maaz, ard kanalının haberinde.