Bu politika, çalışanın işsize, sığınmacı ve göçmenin yerli halka, emeklinin gençlere, gençlerin ise emeklilere vb. düşman edilmesi propagandasıyla yürüyor.
Medya da bu politikaların hayata geçirilmesinde büyük bir rol oynuyor. Kışkırtma ve bölme stratejilerinde medyanın görevini şu şekilde özetleyebiliriz: Önce, en fazla Vatandaş Parası (Bürgergeld) alanların Suriyeliler olduğu ve polisiye suç istatistiklerinde en fazla suç işleyenlerin yine Suriyeliler olduğu kamuoyuna sunuluyor. Ardından, davet edilen politikacıya bu sorunlarla ilgili çözüm önerileri soruluyor.
Bu sorulara verilen cevaplar şöyle:
CDU: Çifte Vatandaşlık ve Bürgergeld Kalkacak
Parlamentoda yapılan güven oylamasında Başbakan Olaf Scholz yeterli desteği alamadı ve Almanya, erken seçim sürecine resmen girdi. Partiler seçim programlarını açıklamaya başladı. CDU’nun programı, göçmen ve sığınmacı politikalarında sert adımlar içeriyor:
• Sınır dışı işlemleri hızlandırılacak.
• Sığınmacıların aile birleşimleri kısıtlanacak.
• Çifte vatandaşlık uygulaması tamamen kaldırılacak.
• Almanya’ya savaşlardan, baskılardan ve açlıktan kaçarak gelen sığınmacılar geri gönderilecek.
• Vatandaş Parası alanların çalışanlardan daha fazla gelir elde ettiği yönündeki yalanı üzerinden yapılan propagandalar çerçevesinde Bürgergeld tamamen kaldırılacak.
AfD: Sert Tedbirler
AfD’nin iltica politikalarında radikal öneriler dikkat çekiyor:
• Sınır kontrolleri arttırılacak ve sınırlarda geri çevirme uygulaması başlatılacak.
• Sığınmacıların sınır noktalarında gözaltına alınması sağlanacak.
Yeşiller
“Organize suçlarla mücadele” Yeşiller için bir öncelik durumunda. Bunun için güçlü bir mali polis gücü oluşturacak.
Yeşiller, sığınmacıların engellenmesi ve sığınmacı sayısının sınırlandırılması politikasını savunuyor. Parti bundan başka ‘başvuruları reddedilen sığınmacıların sınır dışı edilmelerinin hızlandırılması, sığınmacılara yapılan sosyal yardımların azaltılması, güvenli ülke sayısının artırılması, Avrupa Birliği (AB) sınırlarının dışında ‘Sığınmacı Merkezleri’ oluşturularak başvuruların oralarda değerlendirmesi’ni savunuyor. Bu politika SPD tarafından da hararetle savunuluyor.
BSW'nin de benzer bir çizgisi var. Wagenknecht, "Güvenli bir üçüncü ülkeden giren hiç kimsenin kalma hakkı yoktur" diyor. Sol sığınma konusunda herhangi bir kısıtlama istemiyor.