Bu durum şaşırtıcı değil: Hayat pahalılığı hızla artarken genç yetişkinler düzenli bir gelir elde edemiyor, gelecek planı yapamıyor, kiralık ev bulamıyor ya da kirayı zor ödeyebiliyor; buna ek olarak sürekli savaş ve seferberlik propagandasına maruz kalıyor. Elbette bunun doğum istatistiklerine etkisi olacak.
Junge Welt’in haberine göre, aynı zamanda kreş çalışanlarının sayısı biraz artmış durumda. Bu yüzden “bakım oranı” – bir eğitimcinin en fazla kaç çocuğa bakması gerektiği – bakım oranı –artık sadece kâğıt üzerinde kalan bir hedef olmaktan çıkacak mı? Elbette hayır.
Bu oran gerçekçi şekilde uygulansa bile personel açığı devam ediyor.
Siyasi çevrelerde ise bu tablo tasarruf fırsatı olarak değerlendiriliyor. Mantıkları şöyle: Şehirde 1000 kreş kontenjanı var ama sadece 800 çocuk kullanıyor, o hâlde iki ya da üç kreş “gereksiz.” Ancak 800 çocuğun bile mevcut personelle stres yaratmadan bakılabilmesi şimdiden zorken, devlet aynı gün 900 milyon euroyu “kamikaze dronları” için harcayabildiğini duyurdu.
Özellikle trajik olan, kapanmaların büyük oranda doğu bölgelerini vuracak olması. Weimar, Brandenburg/Havel, Magdeburg, Gardelegen ve Naumburg’da kreşler kapandı ya da kapanmak üzere. 1990 sonrası yıkım dalgasından tamamen kurtulmuş olan bir DDR mirası daha yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yani “Batı seviyesine uyum” tamamlanıyor.