Uzun görüşmelerin ardından bir toplu sözleşme anlaşması yapıldı ancak bu, çalışanların yalnızca küçük bir kısmı için geçerli.
Hükümetin Sol partinin sorusuna verdiği yanıtın gösterdiği gibi, perakende çalışanlarının yalnızca yüzde 22,9'u toplu sözleşmelere tabi şirketlerde çalışıyor. Çalışma Bakanlığı, on yıl önce bu oranın yüzde 38,2 olduğunu söyledi. Buna göre, perakendede çalışanların neredeyse üçte biri (yüzde 31,8) hala düşük ücretli sektörde yer alıyor; bu oran ekonominin genelindeki oranın (yüzde 15,3) iki katından fazla.
Verdi yönetim kurulu üyesi Silke Zimmer Pazartesi günü jW'ye yaptığı açıklamaya göre sektördeki mevcut toplu iş sözleşmesi pazarlıklarının kapsamı “ortalamanın altında ve utanç verici.” Sonuç olarak, pek çok çalışan “çalışmasına rağmen yoksulluk ve yaşlılıkta yoksulluk tehdidi altında.”
Perakende sektöründe toplu sözleşmeye tabi çalışanlar ile toplu sözleşmeye bağlı olmayan çalışanlar arasındaki aylık 500 Euro civarındaki ücret farkı var. Ayrıca çalışanların yüzde 60'ı yarı zamanlı çalışıyor. Doğu ve Batı Almanya arasında da belirgin bir ücret farkı var: Brandenburg'da toplu sözleşmeye tabi çalışanlar saat ücreti olarak ortalama 19,44 avro alırken, Hamburg'da bu miktar on iki Euro daha fazla.
Hükümet tarafından verilen cevaba göre, çalıştığı halde aldığı para yetmediği için Vatandaş Parası yardımı alan işçilerin yüzde on ikisinden fazlası perakende sektöründe çalışıyor.
İşverenlerin toplu sözleşmelerden düzenli olarak kaçınmasını eleştiren Verdi sendikası, çalışanlar aleyhine artan rekabeti durdurmak için asgari ücretin güçlendirilmesi ve toplu sözleşmelerin genel olarak bağlayıcı olması çağrısında bulundu. Ancak çağrıyı hayata geçirecek adresin sendika olduğunu bunun da üretimden gelen gücün kullanılmasıyla mümkün olduğunu sendikanın bilmediğini söylemek abesle iştigal olur.