“Biz halkız“ sloganıyla bir araya gelen Pegida gösterilerine katılanlar kim? Ne istiyorlar? Türk ve Müslümanlara neden karşılar? gibi soruların cevabını bulmak ve protestoyu yerinde görmek için Dresden’e gittik.

Yaklaşık 4 000 Müslüman ve 1 500 bin Türkün yaşadığı Dresden’de hava hafif yağmurlu ve sert soğuk olmasına rağmen Cockwiser meydanına binlerce insan geldi. Pegida taraftarları medyaya konuşmayı genelde kabul etmiyorlar. Birçoğu sert ve saldırgan görünse de içlerinde çocuğu ile, ailesiyle gelenler de var.

Pegida’nın söylemlerinde İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı açıkça görülüyor. Fakat meydanı dolduranlar arasında emekli maaşının yetersizliğinden şikâyet edenler, hükümetin politikalarından memnun olmayanlar, hayattan beklediklerini bulamayanlar, mutsuzlar, işsizler, refahı başkalarıyla paylaşmak istemeyenler, refahının bozulacağı inancıyla katılanlar da var.

Zaman gazetesi, Pegida gösterilerine katılanlarla konuştu: “60’lı yaşlarda Alman’a soruyorum: “Niçin katılıyorsunuz? “Almanya’da gidişat iyi değil. Şeriat istemiyoruz? diyor. Şeriat tehlikesi var mı ki? Sorusuna, “Biz Almanya‘daki Müslümanlara karşı değiliz. Fakat IŞİD terörünün ne yaptığını siz de görüyorsunuz? Bu tür olayların ülkemizde yaşanmasından endişe duyuyoruz“ cevabını veriyor.

Söze giren diğer bir Pegidacı ise, “Biz ülkenin vergilerini sömürmek için gelen mültecilere ve göçmenlere karşıyız“ diyor. Noel tatilini Antalya Side’de geçirdiğini söyleyen başka bir Pegidacı, siyasilerin göçmenlere ve Müslümanlara aşırı tolerans gösterirken, Alman milli değerlerinden çok fazla taviz verdiğini iddia ediyor.

Başka bir protestocu, emekli maaşının yetmediğini söyleyerek Pegida’ya katıldığını belirtiyor. Amacınız nedir? sorusuna “Siyasetin dikkatini sokaktaki küçük insanın üzerine çekmek istiyoruz“ cevabını veriyor.

İhmal edildiklerini düşünüyorlar. Dışarıdan Neonazi söylemlerini kullanan bir hareket olarak görüldüklerini hatırlattığımda ise “Medya hep yanlı yazıyor. 18 bin kişiden 1500-2000’i Neonazi düşüncede olabilir. Bunu kabul ediyoruz ama çoğunluk ırkçı değil“ cevabını veriyorlar.

Bu tepkilerden çıkan sonuç ne? Bu tepkilerin yatıştırılabilmesi için ülkeyi idare edenler onların taleplerine uygun yasal düzenlemeye giderse ne olur?

“Alman milli değerleri”ni - kaldıysa tabi – korumak adına camiler, diğer dini ve kültürel kurumlar yasaklanacak. Mültecilerin gelmesi yasaklanacak. Bu ülkenin yetiştirdiği ama kimliği Alman olmayan kişiler, dilini bile bilmediği baba ülkesine sürülecek. Alman olmayanların taleplerini dile getirmek için yapmak isteyecekleri gösteriler yasaklanacak.

Demokrasinin rafa kaldırılması anlamına gelen yasaklamalar nereye kadar uzanacak? “Alman değerleri” diye bağıran bir lider iktidar oluncaya kadar. Biz daha önce bu filmi görmemiş miydik?

Her ülkede olduğu gibi Almanya’da da yabancılaşma, kültürünü kaybetme, devlet bütçesinden başkalarına yardım edilmene karşı sokağa çıkanların sorunu duygularıyla hareket ediyor olmaları. Mültecilere yardım edilmediği zaman eldeki para kendilerine gelecek yanılgısı içindeler. Küreselleşmiş dünyada milli kültürlerin yok olduğunu görememe körlüğü içindeler.