Mutlu, istifasını duyurduğu basın açıklamasında, hem kendi deneyimlerini hem de partideki “zehirli yapılar”ın yol açtığı sorunları dile getirdi. Özellikle Stefan Gelbhaar’a karşı yürütülen siyasi kampanyayı sert bir dille eleştiren Mutlu, bu olayın partideki sistematik bir sorunun göstergesi olduğunu ifade etti. Mutlu, Gelbhaar’ın asılsız bir şekilde cinsel tacizle suçlanmasını ve bu suçlamaların kariyerini bitirmesi için kullanılmasını “ahlaksız bir siyasi manevra” olarak tanımladı.
Bu olayın bir istisna olmadığını belirten Mutlu, kendi kariyerinin de benzer yöntemlerle hedef alındığını hatırlattı. 2021 seçimleri öncesinde kendisine yöneltilen “üyelik manipülasyonu” suçlamalarının, aynı karalama politikasının bir parçası olduğunu söyledi. Partide belirli grupların, kendi çıkarları uğruna etik değerleri hiçe saydığını vurguladı.
“Yeşiller Partisi değerlerinden uzaklaştı”
Özcan Mutlu, partisinin köklerinden ve temel değerlerinden koptuğunu şöyle açıkladı:
“Benim için bu parti, eşitlik, adalet ve dürüstlük değerlerini temsil ediyordu. Ancak bugün bu değerler yalnızca söylemde kaldı. İnançla üye olduğum ve yıllarca mücadele ettiğim Yeşiller Partisi, artık benim siyasi kimliğimi yansıtmıyor.”
Mutlu, partideki güç mücadelelerinin yalnızca bireyleri değil, aynı zamanda politikaya duyulan güveni de derinden sarstığını ifade etti:
“Demokrasiye zarar veren bu yapılar, ne yazık ki Yeşiller Partisi’nin Berlin kanadında derinlemesine kök salmış durumda.”
“Artık yeter”
Mutlu, 30 yılı aşkın süredir mücadele ettiği partisinden istifa ettiğini şöyle açıkladı:
“Bu parti artık benim değerlerimi temsil etmiyor. İnsanların kariyerlerini yok eden ve etik değerleri hiçe sayan bu yapılarla aynı safta yer alamam. Bugün itibarıyla Yeşiller Partisi’nden istifa ediyorum.”
