37 ve 44 yaşlarındaki iki kadın sanık da yaralama suçlarından hapis cezasına çarptırıldı. 29 yaşındaki diğer sanığın cezası ise 8 ay daha uzatıldı. 28 yaşındaki Neonaziye ise bir yıl dokuz ay tecilli hapis cezası verildi. Onların demir parmaklıklar arkasına gönderilmesiyle sorun çözüldü mü?

Bu soruyu psikiyatris W. Reich’a sorsaydık: 
“Toplumsal özgürlüğün işleyişini güvence altına alabilmek için vebalı faşistlerin kurduğu partiyi kapatmanın, bu parti veya örgütler içinde çalışanların hapsedilmesiyle hukukun haksızlığın yerini alacağı, doğrunun yalanı, dürüstlüğün alçaklığı geride bırakacağı yanılsamasına katılırsak, bu gibi yanılsamalara yaslananlarla birlikte yok olup gideriz.
Özgürlük getirici evrim her şeyden önce bütün yanılsamaların çürütülmesini gerektirir, çünkü bu koşul yerine getirilmeden, akıldışı davranıp düşünmeyi insanların içinden söküp atmak, insanları sorumluluk duygusuna, karşılıklı güvene kavuşturup özgürlüğe elverişli kılmak olanaksızdır. Halk yığınlarını ülküleştirmekle insanlığı yeni yeni mutsuzluklara ittiğimizi idrak etmeliyiz” der ve devam ederdi:

“Kişilik çözümlemesi alanında yaptığım deneyler, ”kişilik yapısında faşist duyarlılık ve düşüncenin kimi öğelerini taşımayan bir tek canlı insan bulunmadığı kanısına vardırmıştır beni. Faşizm, bir siyasal hareket olarak bütün öbür gerici partilerden, halk yığınları tarafından kabul edilip övülüşüyle ayrılmaktadır.

Faşizm, en katkısız biçimiyle, sıradan orta sınıf insanının bütün akıldışı ruhsal tepkilerinin toplamıdır. İnsanlık tarihinde akıldışının tuttuğu son derece önemli yeri kabul etme yürekliliğini gösteremeyen dar görüşlü toplumbilimci için ırkçı faşist kuram, emperyalist büyük devlet çıkarlarının ya da daha ılımlı bir deyimle, bir “önyargı "nın dile gelmesinden başka bir şey değildir. Bu, aynı zamanda sorumsuz, lafebesi siyasetçilerin de görüşüdür. “Irkçı önyargılar"ın etkilerinin genişliği ve dünyanın dört bir yanına yayılmış bulunmaları, bunların kaynaklarına, yani insan beynindeki akıldışı kesime tanıklık etmektedir. Irklar kuramı, faşizmin uydurduğu bir şey değildir; tam tersine: ırksal nefret, bu nefretin siyasal alanda dile gelişi demek olan faşizmi doğurmuştur.”

Demek ki. Alman faşizminin yanında, bir İtalyan, İspanyol. Anglo-Sakson, Yahudi, Arap, Türk faşizmi vardır.

“Faşist anlayış, ezilmiş, yetkiye susamış, her an başkaldırmaya hazır “sıradan kafa’nın anlayışıdır. Bütün faşist buyurganların en sıradan en gerici küçük-burjuva sınıftan çıkmış olmaları rastlantı değildir.”

Çıkar gruplarının menfaati için 6000 yıl önce sevgi tanrısından ayrıldık. 6000 yıldır süren bir savaşın çocukları olarak yaptığımız tarihle sevgiyi, güveni değil, ruhsal dengesi bozulmuş ruh hastaları olduk.

Hala süren savaşlar, terör, aile içi şiddet, tecavüz olarak tekrarlanan bu olaylar fiziksel ve psikolojik bütünlüğümüzü tehdit ediyor.

Bu durumdan hem kendimizi, hem dünyayı kurtarmak için kendimizi düzeltme, karşılıklı güven, sevgiyi tanıma cesareti ve yalansız bir toplum inşa etme çalışmaları içine büyük bir hızla girmekten başka çaremiz yok.