Alman hükümetinin İnsan Hakları Sorumlusu Kofler, Türkiye ziyareti sırasından Angela Merkel’den, insan haklarının durumu konusunda açık konuşmasını talep etti. Kofler, buna örnek olarak yargısız tutuklamalar, basın ve düşünce özgürlüğü ihlallerini gösterdi.
„Şirketlerin kuklası“ olarak tanımlanan Merkel bu talebe cevap verebilir mi?
Almanya’nın Türkiye ile ticaretinin hacmi 22,4 milyar Euro ihracat, 14,4 milyar Euro ithalatla 37 milyar Euro. 1980 yılından bu yana Almanya Türkiye’de en fazla yatırım yapan ülke.
Türkiye’de 6500 civarında Alman firması var. Bu firmalar da sendikal hakları ayaklar altına alıyor. OHAL nedeniyle yasaklanan grev ve direnişlerden, basında eleştirilemeyen çalışma koşullarından Alman firmaları da kazanç elde ediyor. Yok pahasına çalıştırdığı iş gücüyle metaları ucuza üreterek rekabet şansını güçlendiriyor. Türkiye’den Almanya’ya ihraç edilen malların büyük çoğunluğu Alman firmalarının Türkiye’de ucuz işgücüyle ürettiği kalemlerden oluşuyor.
“Ekonominin kuklası Merkel” bu Alman şirketlerinin çıkarlarını insan hakları pahasına feda edebilir mi?
Ortadoğu’yu kontrol etmek için kullanmak istediği İncirlik askeri üssünden insan hakları ihlallerine karşı tavır alarak feragat edebilir mi?
İnsan hakları mı ekonomik çıkarlar mı sorusuna cevap olarak Merkel’in cevabı net ve açık. Ekonomik çıkarlar.
Çünkü insan haklarının ihlali, basın ve düşünce özgürlüğünün, örgütlenme haklarının yasaklanması, sendikal özgürlüklerin olmaması demokrasinin nefes almasını engelleyen uygulamalar olduğundan ekonomik çıkarların olmazsa olmazıdır. Veya şirketlerin hayali budur.
Politikacıların özgürlükleri ve demokrasiyi değil ekonomik ve politik çıkarları savunması bundandır. Merkel’in bugün yapacağı da bundan ibaret olacaktır. Mülteci anlaşmasının Merkel’in elini kolunu bağladığı iddiaları asıl sorunu çarpıtma stratejisidir.
Alman veya Türk kökenli parlamenterlerin çağrısı da inandırıcı değildir. Sadece politik cambazlığın meşrebine uygun olarak beklentilere verilmiş zorunlu çağrılardan ibarettir. Bu suçlamayı haklı çıkaran durum nedir?
Özgürlük çağrısı yapan milletvekillerinin Almanya’da sendikal özgürlüğü ve grevleri yasaklama hedefli büyük koalisyon hükümetinin “tek sendika tek sözleşme” yasasına ses çıkarmamış olmalarıdır.
Bu nedenle Milletvekillerinin Merkel’e çağrısı, Güneşli havada yağmur beklentisi olmaktan ibarettir.
Milletvekillerinin Merkel’e çağrısı
|
Almanya
Almanya Başbakanı Merkel bugün başarısız darbe girişiminden bu yana ilk defa Türkiye’yi ziyaret ediyor. Alman hükümetinin İnsan Hakları Sorumlusu ve Türk asıllı milletvekilleri Merkel’den Türkiye ziyaretinde berrak bir politik tavır almasını istedi.
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
İstekler Programı
Daha fazlasi için