IG Metali tarafından yapılan açıklamada, "Şu ana kadar yapılan 21 müzakere oturumunun tamamında ortaya koydukları tek şey aynı eski hikâye ve aynı PowerPoint slaytları: Kötü durumdalar. Ücret artışı teklif edemezler. Tercihen sıfır zam. Aksi takdirde mahvolma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Bu şartlarda müzakerelerden söz etmek bile mümkün değil" denildi.
İkinci tur görüşmenin 12 Ekim günü yapıldığı Baden-Württemberg'de (BW) bölge başkanı Roman Zitzelsberger, "Teklif olmadan müzakere yapılamaz. Dört haftayı aşkın bir sürenin ardından, işveren tarafı bir çözüm önerisi sunamadı. Bizim için bu, tüm şiddetiyle sert bir anlaşmazlık sürecine hazırlanmamız anlamına geliyor" dedi.
Bu duruma rağmen sendikanın genel merkezinden yapılan açıklamada ise "Umarız barış yükümlülüğü sona ermeden görüşmelerde bir ilerleme sağlarız" denildi. Bilindiği gibi "barış zorunluluğu" ("Friedenspflicht") 28 Ekim gece yarısı sona eriyor ve 29 Ekim'in ilk saatinden itibaren grev yapılabilir.
GESAMTMETALL ALAY EDİYOR
Yeni Hayat’ın haberine göre, şimdiye kadarki görüşmeleri değerlendiren Gesamtmetall Başkam Dr. Stefan Wolf ise alay edercesine, sendikayı "içinde bulunulan ekonomik ve politik durumu idrak edememekle” suçladı.
Metal ve elektro sanayisinde Almanya genelinde 26.000 civarında işletme olduğunu söyleyen Wolf, “Bunların belki 100 tanesinin durumu iyidir, diğerlerinin durumu çok kötü” dedi. Bundan hareketle metal işçilerinin ücret zammı talebini karşılayamayacaklarını söyleyen Wolf’un, “en iyi ihtimalle sıfır zam olabilir' sözlerinin gerçek anlamı sadece, "zam vermeyeceğiz" değil. Zam vermedikleri gibi işçilerin kazanılmış haklarının gasp edilmesi için karşı saldırıya geçildiğidir! Noel parası, izin parası ve benzeri özel ödemelerin "değişken" hale getirilmesini ("Variabilisierung") talep eden patronlar, ayrıca ödemelerin yapılıp yapılmayacağına, işletme sahiplerinin IG Metall'den bağımsız karar vermelerini istiyor.
"SUÇ ORTAĞI OLMAYIN"
Çalışma sürelerinin metal işletmelerinin ihtiyacı doğrultusunda esnekleştirilmesi ve özellikle yıllar önce imzalanan "Pforzheim Sözleşmesi" ("Pforzhe- imer Abkommen", 12 Şubat 2004) ile toplu sözleşmelerin delinmesine izin verilmesi metal patronlarını bu kadar cüretkar hale getirdiği ortada. O dönem açılan bu gediğin ("Pforzheim Sözleşmesi") bugüne kadar yüz binlerce metal işçisi için ücretlerden feragat, daha fazla iş baskısı, işini kaybetme vb. anlamanı geldiği biliniyor.
Şimdiye kadar metal patronları bu sözleşmeye dayanarak IG Metal ile birlikte neyi ne kadar keseceklerine, hangi hakkı gasp edeceklerine, "sosyal plan" dahilinde kaç işçinin işten çıkarılacağına birlikte karar veriyorlardı. Bugün metal patronları bir adım daha ileri giderek, "bunun için IG Metall'e ihtiyacımız yok" diyor. Mücadeleci işçilerin ve sendikacıların, Pforzheim Sözleşmesi'nin feshedilmesini talep etmelerinin ne kadar doğru olduğu da bugün daha iyi anlaşılıyor.