Medyadaki tartışmalarda üretkenliğin artışı, yani çalışan başına yaratılan zenginliğin yükselmesi hiç konu edilmiyor. Ücretlerin seviyesi –ki hem ödenen primleri hem de alınan emekli maaşını belirleyen temel unsur– de gündeme gelmiyor. Bunun yerine “ nüfus yapısında yaşanan değişimler yani demografi sorunu” sınıf meselesinin yerini alıyor ve bu nedenle tüm taraflar emeklilik sisteminde kesintilerin kaçınılmaz olduğu konusunda uzlaşıyor. İşte bu yaklaşım, Cuma günkü Bundestag kararına dair yorumların temelini oluşturuyor.
Süddeutsche Zeitung: “Sorumluluk yerine bencillik”
Süddeutsche Zeitung, tartışmaya hafif bir üslup eleştirisiyle dahil oluyor ve Birlik partilerindeki genç muhalifleri birkaç sert kelimeyle hizaya getirmeye çalışıyor. Gazeteye göre “hayırda ısrar etmek sorumsuzluk”, çünkü burada “ego-merkezciliğin devlete karşı sorumluluğun önüne geçtiği” iddia ediliyor. Bu yaklaşımın başarılı bir yönetime yol açmayacağını iddia ediyor.
Tagesspiegel: “Devletin hareket kabiliyeti risk altında”
Tagesspiegel ise tehlikenin boyutlarını şöyle büyütüyor: “Burada devletin hareket kabiliyeti, merkez partilerin varlığı ve ülkenin geleceğe uyum yeteneği söz konusu.” Ancak gazeteye göre bu süreç, SPD’li Çalışma Bakanı Bärbel Bas ile yürümüyor. Bas’ın “ekonomik atılımdan ziyade sınıf mücadelesini temsil ettiği” iddia ediliyor. Bu sayede tartışmanın asıl konuları olan ücret ve verimlilik konularına girmeye gerek kalmıyor.”
Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung (FAS): “Liberallere özlem”
FAZ, diğer partileri eleştirirken bir yandan da Liberal Parti’ye duyulan özlemi dillendiriyor: “Bundestag’da güçlü bir liberal parti, her geçen gün daha fazla hissedilen bir eksiklik.” Özellikle Sosyal Demokratlar hedef alınarak, “SPD seçim yenilgisi sonrası bir zaman makinesine binmiş gibi; sanki Godesberg Programı öncesine, sınıf mücadelesi yıllarına geri döndü” yorumu yapıyor. Sınıf mücadelesi vurgusu burada “korkutucu bir kavram” gibi sunuluyor. Yalnızca Bas değil, Juso Başkanı Philipp Türmer de “Thälmannvari bir atılganlıkla” ülkeyi tehdit eden figürler olarak anlatılıyor. Keşke yazılanların en azından bir kısmı doğru olsaydı.
Welt am Sonntag: “Juso Kongresi’nde Honecker kokusu”
Tartışmanın tonu iyiden iyiye yükselirken Welt am Sonntag yazarı Harald Martenstein, konuya alaycı bir gözlemle dahil oluyor. Juso Kongresi’nde Bas konuşurken “Erich Honecker’in erkek parfümünün kısa bir an havada dolaştığını” iddia eden Martenstein, bu benzetmeyle SPD’nin gençlik örgütünü eski Doğu Alman sosyalizmine göndermelerle eleştiriyor.