Maas Funke Medya Grubu'na verdiği özel demeçte, "Ebeveynleri ve büyük anne-babaları Almanya'ya gelmiş olan çoğu Türk'ün günlük hayatta ayrımcılığa uğratılması utanç vericidir" dedi.
Uyumdan sorumlu Devlet bakanı Annette Widmann-Mauz Rheinische Post gazetesine verdiği mülakatta 'aşırı sağcılık ve ırkçılıkla mücadele ve farklılıkları koruma gayretlerinden taviz vermeyeceklerini' söyledi.
Bu açıklamalar günün önemi nedeniyle yapılan zorunlu açıklamalar olmaktan ileri gitmiyor.
Genel seçim kampanyası sırasında ne harabe durumdaki okullar, ne delik deşik yollar, ne konut sıkıntısı, ne kiralık işçilik, ne karın doyurmayan düşük ücret sektörü konuşuldu. Kampanyaya mültecilerin sayıları, çok oluşları, bunu düşürmenin yolları damgasını vurdu.
Almanya’da dışlanmışlık ve ciddiye alınmama duygusuyla yaşayan insanlar yokmuş, buradan beslenen bir ırkçılık yokmuş gibi görmezden gelindi.
Büyük çoğunluk söz konusu sorunlar ve sosyal adaletsizlik konuları ve çözüm yolları tartışılmadan ırkçılığın önlenemeyeceğinin farkında. Irkçılığı yok sayarak yok olmayacağını anlamayan bir azınlık var, o da politikacılar.
Düsseldorf ve Solingen'deki saldırıda hayatlarını kaybeden Türkleri anma törenlerine Türkiye Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katılacak. 29 Mayıs 1993'te Almanya'nın Solingen kentinde Türklerin oturduğu evin Neonazi Almanlar tarafından kundaklanması sonucu Genç ailesinin beş üyesi hayatını kaybetmişti.