Tüm lambaları yakamayanlar, „yeterli piriz olmadığı için“ tüm lambaları kullanamamanın üzüntünü yaşıyor. “20 yıl sonra sular altında kalmış Köln’de Noel kutlamak ister misin?” sorusuna sorumluluktan eser olmayan „ben zaten yaşamıyor olacağım“ kayıtsızlığıyla  cevap veriliyor. Bu insanlık kurtarılabilir mi?

İklim anlaşması sağlandı haberine paralel olarak fosil enerji devi RWE’nin hisse senetleri yükseldi.
Şartelleri kapatın
Dünyayı kurtarmak çok zor değil gibi görülüyor. Bunun için politikacıların yasakçı anlayışa sarılması yeterli: “Şartelleri kapatın.”
Fransa’nın başkenti Paris’te yapılan İklim Zirvesi’nden çıkan sonuç coşkuyla kutlanırken dünyanın çeşitli kentlerinde çevreciler harekete geçti.
Sokağa çıkan çevreciler, anlaşmanın olumlu ancak yeterli olmadığını söyledi. Çevreciler temiz enerji ve hemen harekete geçilmesini istedi.
14 sayfalık anlaşma metni dünyadaki ısınmanın 2 derecenin altına düşürülmesi için karbondioksit gazının güçlü bir şekilde sınırlanmasını öngörüyor. 
Fakat, anlaşma gerçekten de yeterli mi?

Ancak Beş yıl sonra yürürlüğe girecek. Bazı uzmanlara göre çok yavaş, çok geç:

Mojib Latif-Uni Kiel 
O-Ton
1.Latif
"Dünyadaki ısınmanın yaklaşık üç derece artması durumunda bazı ada kentleri sular altında kalabilir."

Anlaşma bağlayıcı mı? 

Tüm ülkeler her beş yılda bir iklimin korunması için alınan önlemlerin yeterli olup olmadığını kendisi kontrol edecek. Bo kontrol oluşturulmuş bir organizasyon tarafından yapılmayacak.

Her ülke yeteri kadar görev aldı mı? 

İklim değişiminin tarihi sorumlusu olan sanayi ülkeleri bunun asıl parçası olmaya devam edecek. Fakat, 

Mojib Latif-Uni Kiel
O-Ton
2.Latif
"Gelişmekte olan ülkeler daha fazla görev almalı. Çin karbondioksit salınımını zaman geçirmeden hissedilir derecede düşürmeli."

Şimdi ne yapılmalı? 

Başarı garantisi için tek tek devletler alınan kararı beş yıl bekleyerek değil hemen  uygulamaya başlamalı.

Mojib Latif -Uni Kiel
O-Ton
3.Latif
"Dünya petrol, kömür ve gaz gibi fosil enerjiden hemen vazgeçmeli. Yenilenebilir enerjiye geçiş yüzyılın yarısına kadar gerçekleşmiş olomalı."

İklim konferansı bitti ama iş yeni başlıyor.

İklim mültecileri sayısı yükselmeye, iklim değişimi uzun yıllardır etkisini göstermeye devam ediyor. İklim değişiminin sonuçları durdurulamıyor. Isınma nedeniyle Afrika'nın büyük bir bölümü kuruyor. Tarım için kullanılamıyor. Bunun sonucu olarak insanlar göç etmek zorunda kalıyor. Kutuplarda eriyen buz dağları, yükselen deniz suyu seviyesi, artan fırtınalar birçok adanın sular altında kalacağını veya oturulamaz hale geleceğini gösteriyor. Bunun sonucu olarak iklim göçmenlerinin sayısı artacak.

Dünyayı kirletmeye devam etmemiz durumunda iklim göçmenlerinin sayısı 200 milyona çıkacak. Bu göçün yönü de Avrupa olacak. 

İnsanlar nereye gitmek istiyor? diye sorduğumuzda, cevap Avrupa. Neden? Çünkü doğal afet yok. Bu nedenle de tüm dünya için mülteci akının hedefi olarak kalacak.

200 milyon iklim mültecisini düşünmek bile refahını paylaşmak istemeyenler için tüyler ürpertici bir durum. Bunun 200'de birini almış Avrupa’da hayır sesleri ırkçılığı zincirlerinden boşalttı. 

Havanın kirlenmesinde yok denecek kadar sorumluluğu olan gelişmekte olan ülkelerin faturayı ödemek zorunda kalması da düşündürücü.

"Avrupa’nın en kirli beş kömür santralinden dördü Almanya'da bulunuyor."      
Yaklaşık 200 ülkenin onayladığı ortak metin kesin yaptırımlar yerine kısmi bağlayıcılık taşıyor. Anlaşma küresel ısınmayı 2 derecenin altına çekerek 1.5 dereceyle sınırlamayı öngörüyor. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin alınacak tedbirlerden olumsuz etkilenmemesi için de 100 milyar Dolar kaynak ayrılıyor.