Avrupa Birliği ülkeleri, Glyphosat maddesinin kullanılmasına yönelik yasa tasarısı için yeterli çoğunluğu sağlayamadı. Buna rağmen tek karar verici durumundaki AB komisyonu, 29 Haziran 2016’da biten bu ürünün üretim müsaadesi süresini 2017 sonuna kadar uzattı.

Glyphosat Berlin’de partiler arasında kavgaya sebep oldu. Muhafazakar (var olan sistemi savunan) partiler Glyphosat üretimini desteklerken, sol görüşlü partiler Avrupa’daki Glyphosat’ın üretim lisansının iptal edilmesini istiyor.
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı glifosatı, kansere neden olabilen bir madde olarak tanımlıyor.

Her yerde satılan Glyphosat içeren tarım ilaçları sadece tarlalarda değil, kamu park ve bahçelerinde de kullanılıyor. Almanya’da her sene 5 500 ton Glyphosat satılıyor.
Tarlaların yüzde 40’ında kullanılan yabani ot öldürücü Glyphosat daha sonra su ve gıda maddelerine karışıyor.

Münih Çevre Enstitüsü’nde çalışan Karl Bar, Alman biralarında Glyphosat olduğunu ortaya çıkaran bir yetkili.

Karl Bar: ‘‘Bu durumdan şüpheleniyorum. Avrupa Komisyonu’nun Glyphosat üreticileriyle yeni bir anlaşma yapma ihtimali beni endişelendiriyor. Bu konuda bir sorun var. Çünkü Avrupa’daki kurumlar için araştırma yapan üretici firmaların araştırmaları ‘şirket sırrı’ olarak kabul ediliyor. Ücretini üretici firmalardan alan bu araştırma şirketlerinin bu konuda karar merci olması ürkütücü.’‘

Avrupa Gıda Sağlık Örgütü’nün bu ilaca verdiği onay için adres olarak gösterdiği, Berlin’deki Risk Belirleme Enstitüsü, olayları çarpıtarak reklam yapmakla suçlanıyor.
Karl Bar, Münih Çevre Enstitüsü Yetkilisi: ‘‘Bu madde insanın iç salgı sistemini bozuyor. Kansere yol açması muhtemel bir maddeden bahsediyoruz.’‘

Münih Çevre Enstitüsü Yetkilisi Karl Bar, yalnız değil. Yeşiller Partisi milletvekili Harald Ebner’e göre de hükumet kanser riski kanıtlarını görmezden geliyor.

Harald Ebner, ‘‘Almanya Risk Belirleme Enstitüsü, bu konudaki raporlarında yapılan 1200 araştırmayı göstermesi gerekiyor. Ancak onlar sadece birbirinin aynısı olan 850 araştırmaya yer veriyor. Zaten bu araştırmalar da glifosat üreticilerinin mali desteğiyle yapılıyor. Bu tam bir skandal.’‘

Şirketlerin çıkarlarını korumaya yeminli politikacıların çıkardığı yasaların kağıt üzerinde kalması mümkün.
Nasıl?
Doğayla barışık yaşama prensibini yaşama anlayışı olarak belirleyip, bu ürünleri satın almamak. Satın alanları da uyarmak için ateşli bir çalışma içine girmek.
Başkalarını suçlayarak kendimizi aklamamız mümkün değil.
(euronews/RK)