Hepsi bu. Sınır kapılarında bekleyen, ağlayan, soğuktan titreyen sığınmacılara insanların neden kucak açmadıkları, sığınmacıların sayılarını düşürdükleriyle övünen devlet idarecilerine neden tepki gösterilmediği üzerinde bir cümle konuşulmadı.
Cezalandırılma korkusuyla başkaldırmayı bilinçaltına iten böylece bilincin denetiminden çıkaran insan itiraz edemez.
Bu insanların acılar, yoksunluklar, savaşlar karşısında başkaldırmasına umut bağlamak, hayal edilen bir dünyayı gerçek gibi anlatmaktır.
Bu bilinç altını bilince çıkaracak örgütlü çalışmalar yapılmadıkça aynı laflar tekrarlanıp farklı sonuçların çıkmasını bekleme alışkanlığı sürecek.
Yarın ne yapacağız? Nerede tekrar bir araya geleceğiz? Komşumuzla, arkadaşımızla, tekrar kolkola girmek için Oster’i mi bekleyeceğiz?
“Yabancılar dışarı, Almanya Almanlarındır”, “halk biziz” diye bağıranlar aylarca Dresden’de sokağa çıktı. Hem de her defasında çoğalarak. “Sığınmacılara, hatta çocuklarına karşı bile sınırlarda silah kullanılmalıdır” diyenler şimdi eyalet parlamentosundalar.
“Özgürlük ve barış isteyen”ler, yeniden hangi zamanda, hangi yerde bir araya gelecek, neyi konuşacak neyi elde etmek ve neyi yaratmak için el birliği yapacak?
Bir katliam sonrası yeni bir cenaze töreninde, bir Oster yürüyüşünde git gide bundan da usanarak azala azala bir araya gelinecek.
Gündelik hayatın her zerresinde kendisini duyuran, canlı, sahici ve kalıcı ihtiyaçlara cevap veren yaygın örgüt biçimleri yaratmadıkça,kendisine sahiden ihtiyaç duyulan, olmadıkları zaman gündelik hayatın bir yanının eksik kalacağının hissedileceği örgütler olmadıkça dert yanmalar süreceğe benzer. (T.K)
Gelecek Oster’de buluşmak üzere
|
Dünya
KASSEL - Analizler yapıldı, politik yanlışlar anlatıldı, dayanışmaya, dayanışmanın önemine dikkat çekildi, insanları yerinden yurdundan eden savaşların tahribatlarının altı çizildi. Dayanışma çağrıları yapıldı.


Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
İstekler Programı
Daha fazlasi için