“Hiçbir zaman bu kadar sarsılmış hissetmemiştim. Çocuklar açlıktan ölüyor. Birer birer düşüyorlar, solan bir çiçeğin yaprakları gibi,” diye yazdı Birleşmiş Milletler’in işgal altındaki Filistin toprakları için özel raportörü Francesca Albanese, Cuma gecesi X platformunda. Son 24 saat içinde Gazze Şeridi’nde dokuz insan daha açlıktan hayatını kaybetti. Böylece cuma gününe kadar İsrail ablukası nedeniyle açlık ya da yetersiz beslenmeden ölenlerin sayısı 122’ye yükseldi; bunların 83’ü çocuktu. BM Dünya Gıda Programı'na göre, Gazze'nin iki milyondan fazla nüfusunun neredeyse dörtte biri kıtlık benzeri koşullarla boğuşuyor ve binlercesi ciddi şekilde yetersiz besleniyor.
Junge Welt gaztesinde yer alan habere göre, 109 uluslararası yardım kuruluşunun yaptığı ortak bir çağrıda, insanların artık kendi meslektaşlarının da yavaş yavaş açlıktan öldüğünü ya da yiyecek sırasındayken vurulma riskiyle karşı karşıya kaldığını izlemek zorunda kaldıkları belirtildi. Gazetecilerin savaş bölgelerinde birçok zorlukla karşılaştığına dikkat çekilen açıklamada, “Ancak artık açlıktan ölme tehlikesi de bu zorluklara eklendiği için son derece endişeliyiz,” ifadelerini kullanan AFP, AP, Reuters ve BBC News, Gazze’deki muhabirleri için duydukları kaygıyı dile getirdi.
Bu, insan eliyle yaratılmış bir kıtlık; İsrail’in Filistinli sivil halkı hedef alan sadist savaş stratejisinin bir parçası. Bu stratejinin amacı, sivil nüfusu azaltmak ve yerinden etmek; bu durum tesadüfi bir savaş zararı değil, doğrudan bir hedef. Öyle ki, ABD hükümeti bile Hamas’ın yardım malzemelerini sistematik olarak çaldığına dair bir kanıt bulamadı. Reuters’ın Cuma günü iç analizlere dayandırarak verdiği habere göre, İsrail’in bu yöndeki iddiaları, ABD’li paralı askerlerin işlettiği özel bir kuruluşa gıda dağıtımının devredilmesi için gerekçe olarak kullanılıyor. Ancak bu dağıtım noktalarında şimdiye dek 1.000’den fazla insan vurularak öldürüldü.
“İsrail’in güvenliği, Alman hükümeti için birincil öneme sahiptir,” dedi Alman hükümeti, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Eylül ayında Filistin’i devlet olarak tanıyacağı yönündeki açıklamasına yanıt olarak, bir kez daha “Alman devlet aklının” bu değişmez ilkesine atıfta bulunarak. Alman hükümeti, bir Filistin devletinin tanınmasını “iki devletli çözüm yolundaki nihai adımlardan biri” olarak gördüğünü ifade etti. Ancak İsrail, Gazze’de yürüttüğü soykırımla ve Knesset’in (İsrail parlamentosu) yeni aldığı Batı Şeria’nın ilhakı kararıyla bu çözümü sistematik biçimde engellemeye devam ediyor. Buna rağmen Alman hükümeti bu durumu sorgulamıyor. Fakat hem uluslararası kamuoyunun hem de halkın üzerindeki baskı artıyor; halkın yüzde 80’i İsrail’e silah ihracatının durdurulmasını istiyor. Reuters’ın haberine göre, Şansölye Friedrich Merz Pazartesi günü güvenlik kabinesini toplantıya çağırmak istiyor.