1950 doğumlu Baha Güngör 11 yaşında annesi ve babasıyla Almanya'nın Aachen kentine geldi. İşletme okudu, daha sonra ise gazeteciliğe başladı. Değişik Alman gzatelerine Türkiye’den haberler geçti.
Baha Güngör, Almanya'ya gelişinden 57 yıl sonra bile, kendini sık sık "Kimsesiz bir ülkede gibi" hissettiğini söyledi. Son olarak "Hüzün ... das heißt Sehnsucht - Wie wir Deutsche wurden und Türken blieben" ("Hüzün – Nasıl Alman olduk ve Türk kaldık”) kitabını yazdı.
Bir gazeteci olarak kendisinin görevinin farklı dünyaları bir araya getirmek olduğunu savundu.
„Almanya'da bir Türk olarak hâlâ bir yabancısınız" diyen Baha Güngör, 2018 yılında futbolcu Mesut Özil'in başlattığı ırkçılık ve ayrımcılık tartışmalarıyla konunun hâlâ ne kadar güncel olduğunu bir kez daha gördü.
Mesut Özil'in, maruz kaldığı ırkçılık ve ayrımcılık nedeniyle Alman Milli Futbol Takımı'ndan ayrılmasının ardından katıldığı bir radyo programında "Uyum konusu ne zaman kapanır?” sorusuna, Baha Güngör şu cevabı veridi: "Uyum hakkında konuşmak zorunda kalmadığımız zaman, Baha Güngör, gittiği herhangi bir yerde dini üzerinden tanımlanmadığı ve kendini meşrulaştırmak için çaba sarf etmek sorunda kalmadığı zaman, işte o zaman uyum konusu kapanacak."
En büyük yalanlar bir insan öldükten sonra söylenirmiş. Ne kadar samimi olduğunu bilmesek de DW Genel Müdürü Peter Limbourg’un Perşeme akşamı 68 yaşında hayatını kaybeden Baha Güngör‘le ilgili yaptığı açıklamayla uğurlayalım Baha Güngör’ü.
Limbourg, “Zekice tavsiyelerini özleyeceğim. Ama Baha Güngör’ün ardından duyduğumuz üzüntüye aynı zamanda bize bıraktıklarına duyduğumuz şükran duyguları da hakim.”