Dün Antalya'da bir araya gelen G20 ülkelerinin düşman olarak belirledikleri IŞİD'e karşı verecekleri mücadelenin başarılı olabileceğine şüpheyle bakılıyor.

G20 ülkelerinin liderleri Paris'te yapılan saldırıdan sonra IŞİD'e karşı birlik fotoğrafı çektirdi. Ne var ki bu fotoğrafta poz veren ülke liderlerinden bazıları IŞİD'le yakın ilişkiler içinde.

Örneğin Suudi Arabistan Kralı Salman bin Abdull Aziz. Suudi Arabistan petrol milyarderi bir ülke. Devletin IŞİD'e doğrudan yardımı hakkında elde delil yok. Fakat zengin Suudiler büyük bağışlarla inanç kardeşleri IŞİD'i güç haline getirmek için destek veriyor.
IŞİD'in gelir kaynakları ve finansiyel durumu Antalya zirvesinin de konusuydu.

Merkel
"Terörst örgüte para akışının durdurulması gerekiyor
Putin
”IŞİD G20 ülkelerinin de aralarında olduğu 40 ülkeden parasal yardım alıyor” dedi.

IŞİD’e özel paraların yanı sıra Suudi Arabistan ve dini ibadethanelerden de yardım geliyor. Şeriatla idare edilen Vahabi imparatorluğu da IŞİD gibi radikal bir yapıya sahip. Sadece bu yıl 150'den fazla insan infaz edildi.
Ahmed Ban
"Şayet İslam Devleti'nin organizasyonuna dikkatlice bakarsak, burada inanç ve davranışlarda Suudi Arabistandaki uygulamaların benzerini görürüz. Yaşam tarzları, prensipleri Salafist öğreti gibidir."

En azından Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AKP hükümeti de suçsuz sayılmaz.

O dönemde IŞİD'in Türkiye’deki çalışmalarına göz yumularak, Avrupa ile iş birliğine mesafe konuldu. Bu dönemde kriminel bağlantılar içinde olanlar IŞİD'le yaptıkları ticarette kazançlar elde etti.

ABD de IŞİD probleminin asıl sorumlularından. Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra hassas toplumsal balansa son verildi.

Daniel Gerlach
"Amerikalıların en büyük hatası 2003 işgalinden sonra, ABD'li güvenlik uzmanlarının da kabul ettiği gibi, BAAS devlet aparatının lağvedilmesi ve Saddam Hüseyin'in ordu ve istihbarat görevlilerinin işine son verilmesiydi. Onları marjinalleştirerek yer altına çekilmeye zorlamasıydı."

Böylece tüm askeri olanaklarıyla IŞİD'e katıldılar.

G20 zirvesinde çok şeyler konuşuldu. Ama Antalya‘daki zirvenin ciddiye alınması ve alınan kararlarla bir şeylerin değişeceğine umutla bakmak için çok iyimser olmak gerekiyor.