Faşist parti AfD'nin başbakan adayı Alice Weidel

|   Politika

Kadın düşmanlığı ile tanınan AfD bir kadını başbakan olarak aday gösterdi. Parti ve parlamento grubu lideri Alice Weidel 23 Şubat'taki seçimlerde faşist partiye liderlik edecek.

Weidel, 2018 yılında Alman Parlamentosu’nda mültecileri ve sığınmacıları "sübvanse edilmiş bıçakçılar" ve Müslüman çocukları "başörtü kızları" sözleriyle aşağılamıştı.
Irkçı, yabancı ve kadın düşmanı parti, güncel anketlerde CDU/CSU'nun ardından ikinci sırada yer (%17).

AfD'nin talepleri
Weidel'in aday gösterilmesinden birkaç gün önce AfD, güçlü bir ırkçı tona sahip bir seçim programı taslağı açıkladı: AfD, AB ve Avro bölgesinden çıkmak istiyor, sert bir göç karşıtı politika talep ediyor, Rusya ile yakınlaşmayı savunuyor, kürtaj hakkını kısıtlamak ve geleneksel aile modellerini yani erkek hakim aileyi güçlendirmek istiyor.

Emekçiler AfD‘den bir şey beklemesin
“Küçük insanların” hatta işçilerin partisi olmak isteyen AFD’nin , bu insanların çıkarlarını savunan hiçbir çözüm önerisi yok. Hatta AfD, 2022'de Alman Parlamentou’nda asgari ücretin 12 Euro’ya yükseltilmesine karşı oy kullandı.

Ayrıca, örneğin ucuz uçuş yapan havayolu şirketi Ryanair'de grev hakkının genişletilmesini de parlamentoda reddetti. AfD aynı zamanda daha fazla toplu sözleşme yapılmasına da karşı çıkıyor: Baden-Württemberg eyalet parlamentosunda kamu ihalelerinin sadece toplu sözleşme yapmış şirketlere verilmesi zorunluluğunu kaldırmak amacıyla toplu sözleşmeye ilişkin eyalet yasasının kaldırılması için yasa tasarısı sundu.

....

Kendi seçmenleri mağdur olacak
Ekonomist ve Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü (DIW) Başkanı Marcel Fratzscher DIW'in bir çalışmasında şu sonuca varıyor
“AfD politikasının asıl kurbanları kendi seçmenleri olacak.” Çünkü AfD, programında ve özellikle de parlamentodaki uygulamalarında, aşağıdan yukarıya doğru yeniden dağıtımı savunuyor. Zenginlerin çıkarları doğrultusunda politikalar izliyor: multimilyonerler için varlık vergisini reddediyor, büyük servetlerden alınan veraset vergisini tamamen kaldırmak istiyor ve Federal Meclis'te nüfusun geri kalan en zengin yüzde onu için dayanışma vergisinin kaldırılmasını savunuyor. Parlamento grup başkanı, devletin mali açığını kapatmak için çalışma ve sosyal işler alanlarında tasarruf yapılmasını önerdi.

AfD sadece korku ve nefreti körüklemekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal ve sosyal adsaletsizlikler için sürekli olarak günah keçileri arıyor. Örneğin Avro krizi sırasında, “tembel Yunanlılar” ya da “tembel Güney Avrupalılar” üzerine odaklandı. Bu mantık daha sonra partinin temel markası haline geldi. AfD sosyal politika sorunlarını ve ülkedeki zenginlik ve mali yüklerin adil dağılımını bir sermaye ve emek sorunu olarak değil, “bize karşı onlar” sorunu olarak görüyor.
AfD, mevcut etnik-ulusal perspektifinde bir kez daha merkezi bir suçlu belirledi: mülteciler. AfD’ye göre, okul, iş, barınma ve sağlık olsun tüm sorunların sorumlusu mülteciler ve koruma arayan insanlar. Böylesine tek boyutlu bir politika, toplumdaki ve iş dünyasındaki gerçek sorunların çözümüne katkıda bulunmaz.

Çeşitlilik ve Empowerment etnik-ulusalcı neoliberal AfD için tiksindiricidir. Farklı geçmişlere, kimliklere ve tutumlara sahip insanların ortak çıkarları için mücadele ettiği DGB sendikaları ve çeşitlilik içeren güçlü bir işgücü bu nedenle AfD'nin baş düşmanları arasındadır. AfD'nin iyi ve adil bir gelecek planı yok.

Geri

 

Card image cap
înfo Magazin
Daha fazlasi için

YouTube
Card image cap
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Card image cap
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
Card image cap
İstekler Programı
Daha fazlasi için
Card image cap
SALI SALI Hakan
Daha fazlasi için