„Yanlış İliklenen Düğme“ adlı kitabının tanıtımı sırasında konuşan Erdoğan Aydın, Cumhuriyet’in kuruluş döneminde Aleviler, Kürtler, Çerkezler ve diğer azınlıkların farklı olma haklarının sistematik olarak sınırlandırıldığını vurguladı.
1921 Anayasası’nda yer alan yerel yönetim özerkliği, farklı kimliklerin kendi yöneticilerini seçmesine imkân tanırken, 1924 Anayasası’yla bu hak kaldırıldı. Bunun sonucunda Aleviler, Kürtler ve Çerkezler kimliklerini özgürce yaşayamadı, toplumsal olarak tek tip bir sisteme zorlandı. Özellikle Koçgiri örneği, anayasal taleplerin bastırılması ve toplumsal baskının sembolü olarak gösterildi.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, köy kanunu ve tekke-zaviye kapatma yasaları, Alevi topluluklarının inanç ve ibadet özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtladı. İnanç önderleri itibarsızlaştırılırken, cem evleri ve dergahlar devlet denetimine alındı. Ayrıca, sosyalist ve emekçi hareketler engellendi, son olarak 1924’de kutlanabilen 1 Mayıs 1925 tarihinde tamaman yasaklandı.
Bu tarihsel sürecin günümüze uzanan etkilerine dikkat çeken Erdoğan, gerçek bir demokratik Cumhuriyet ve eşit yurttaşlık anlayışının hâlâ tamamlanamadığını belirtti. Erdoğan, bunun için gerçek laiklik, diyanetsiz bir devlet, sosyal adalet ve emeğin korunmasının talep edilmesi gerektiğini vurguladı.
Erdoğan Aydın, AKP öncesi ve sonrası deneyimlerin ışığında, Türkiye’nin demokratik ve çoğulcu bir topluma ulaşabilmesi için eşit yurttaşlık ve özgürlükler temelinde yeni bir standart belirlemesi gerektiğini söyledi.
