Bu okullar herkesin karşılayamayacağı kadar pahalı. Bu nedenle toplumsal bölünme giderek artıyor. Çünkü devlet bu konuyla ilgilenmeyi bırakalı hayli zaman oldu.
Hiç şaşmamak gerekiyor çünkü devlet özellikle özel ilkokulların açılmasından büyük kazanç elde ediyor.
Devlet okulunda okuyan çocukların yaklaşık olarak yüzde 20’si Gymnasiuma gitmeyi başarabiliyor. Bu çocukların çoğunluğu gelir düzeyi düşük ailelerden, dört çocuktan üçü de göçmen kökenli ailelerden geliyor. Bir öğretmen 15 milliyetten gelen 27 çocukla ilgileniyor. Dil eğitimi, sosyal hizmet personeli, yedek öğretmen eksiği artık herkes tarafından biliniyor.
Okul müdürü Felix Busch, Monitor’a yaptığı açıklamada, “asıl olarak eğitimde kaybedenleri üretiyoruz” diyor.
Özel okullarda ise sınıflar 10 öğrenciden oluşuyor. Ağaç işleri atölyesi, tiyatro sahnesi, okul sonrası bakım ve okul bahçesi var.
Son 20 yıldır özel ilkokul sayısı dört kat arttı.
Devlet kamu okullarının masraflarının yüzde yüzünü finanse ediyor. Özel okulların ise yüzde 69’unu. Geri kalanını ebeveynler ödüyor. Devlet böylece milyarlar tutarındaki harcamalardan tasarruf ediyor. Nereye harcayacak ise!
Gerçek fırsat eşitliği, okuldaki öğrencilerin “doktor olmak istiyorum”, “pilot olmak istiyorum”, “baytar olmak istiyorum, çünkü hayvanlara yardım etmek istiyorum” gibi hayallerinin gerçekleşmesi anlamına gelirdi ve bundan herkes faydalanırdı.