Çünkü devletler, temsil ettikleri büyük tekellerin kâr ve çıkarları uğruna karbondioksit salınımını durdurmak için bırakın harekete geçmeyi, 2050 yılına kadar daha fazla kömür, petrol ve doğal gaz üretmeyi düşünüyor. Bu gerçek Birleşmiş Milletler örgütünün Çevre Programının (UNEP) raporuyla bir kez daha kanıtlandı.
UNEP müdiresi Inger Andersen 30 Kasım'da Dubai'de başlayacak olan BM-Dünya İklim Konferansı vesilesiyle yaptığı açıklamada hükümetleri ikiyüzlü davranmakla suçladı. Andersen hükümetlerin fosil enerji taşıyıcıları üretiminin artırılmasına yönelik planlarının gerekli olan enerji dönüşümünü engellediğini söyledi.
2015 yılında Paris'te gerçekleştirilen dünya iklim konferansında hükümetler dünyanın ısınmasını en fazla 1,5 derece ile sınırlamak için tedbirler alınmasına karar vermişlerdi. Bunu gerçekleştirebilmek içinse dünya çapında karbondioksit salınımının önemli ölçüde azaltılması gerekiyordu. Ancak kâr hırsıyla hareket eden enerji tekellerini destekleyen hükümetler kendi aldıkları kararlara uymamaya başladı.
UNEP raporu aralarında Almanya'nın da olduğu gelişmiş sanayi ülkelerinin fosil yakıt üretimi ve tüketimini hiçbir şekilde azaltmadıklarını ortaya çıkardı. Dünya çapında ikinci büyüklükte kömür üreticisi olan Almanya 2038 yılına kadar enerji üretimini yenilebilir enerji kaynaklarına dönüştürmeye karar verdiğini açıkladı, ancak bu konuda somut hiç bir adım atmıyor. Bununla birlikte likit doğal gaz tüketimi konusunda yapılan antlaşmalarla uluslararası düzeyde doğal gaz üretiminin artırılmasını sağlıyor. Hem de sözde iklim koruyucusu olduklarını iddia eden Yeşillerin ortak olduğu bir hükümetle bunu yapıyor. Bu da gösteriyor ki, ister normal isterse de yeşil kapitalizm olsun, kapitalist üretim tarzının her türlüsü insanlık için zarardan başka bir şey üretmiyor.