Dlf’in haberine göre uzmanlar, iklim korunması için bütçe ayrılmamasının bu doğal felaketlerin sonuçlarını artırdığını belirtiyor. Örneğin Münih Re Sigorta şirketinin verilerine baktığımızda, doğal felaketlerin dünya çapında 280 milyar Dolarlık değeri yok ettiğini ve yaklaşık on bin insanın yaşamına mal olduğunu görebiliyoruz. Sadece Almanya ve Avrupa'nın batısında meydana gelen yağmur felaketleri yaklaşık 54 milyar dolarlık zarara yol açmış durumda. Böylesi zararları karşılayan Münih Re sigorta şirketi her yıl kamuoyuna açıkladığı raporunda bu felaketlerin iklim ısınmasıyla bağlantılı olduğunu vurguluyor.
Elbette doğal felaketlerin hepsi iklim ısınmasıyla bağlantılı değil. Sanayileşme dönemi öncesinde ve sonrasında da depremler ve yanardağ patlamaları gibi sayısız felaketler meydana geldi. “Ancak günümüzün felaket bilançosunun büyük ölçüde iklim ısınmasıyla bağlantılı olduğunu kabul etmek durumundayız” diyen uzmanlara göre, sigortaların topladıkları ve kamuoyuna tanıttıkları veriler asıl sorunun sadece küçük bir bölümünü yansıtıyor. Örneğin yavaş yavaş gelişen ve verimli arazileri yutarak yok eden çölleşme süreçleri ve deniz kıyılarının kaybedilmesi gibi gelişmeler de felaketleri artırıyor. Dünya çapında vuku bulan ısınma nihayetinde tüm insanlığı olumsuz bir şekilde etkiliyor ve gelecektev yaşanabilecek felaketlerin haberini veriyor. Paris İklim Konferansında alınan basit kararlara bile uymayan ülkeler sayesinde, şu an ortalama bir derece olan ısınma artışının, Paris'te kararlaştırıldığı gibi 1,5 derece ile sınırlandırılması olanaksız görülüyor.
Münih Re sigorta şirketinin verileri, iklim korunması için ayrılan bütçelerin azaltılmasının ne denli büyük zararlara daha yol açacağını gösteriyor. İşin kötü tarafı, zarar görenlerin büyük bir bölümünün Türkiye’de olduğu gibi sigortalı dahi olmayışı ve zararlarını kendilerinin karşılamak zorunda kalmaları. Bu ise özellikle yoksul kesimler ve emekçi sınıflar için büyük bir sorun teşkil ediyor. Kuzey yarım kürenin zengin ülkeleri dünyanın zenginliklerini toplarken, dünyanın geri kalanı doğal felaketlerin yol açtığı sorunlarla boğuşmak zorunda kalıyor. Ancak bu da göç ve mülteci akınlarının artması gibi zengin ülkeleri de etkileyen sonuçlara yol açıyor. O açıdan iklim korunması için bilhassa zengin ülkelerin daha yüksek bütçeler ayırmaları zorunlu hale geliyor. Aksi takdirde, şu an yoksul coğrafyaların çektikleri acıları zengin coğrafyalar da çekmek zorunda kalacak. Başka bir dünya olmadığından tüm insanlık bundan olumsuz etkilenecek.