Eylem, Nazi döneminde yürürlüğe giren ve hâlâ Ceza Kanunu’nda yer alan “bilet kaçakçılığı” suçunu sembolik olarak protesto etmek amacıyla 1 Eylül 2025’te gerçekleştirildi.
Girişimden Leonard Ihßen, uygulamanın yoksulluk yüzünden insanların haksız yere hapse atılmasına yol açtığını belirtiyor: “Bu yasa sorunu çözmüyor, aksine yenilerini yaratıyor. İnsanlar birkaç avroluk bilet parasını ödeyemediği için cezaevine giriyor.”
Freiheitsfonds, hapse atılan kişilerle doğrudan iletişim kuramıyor; çoğu zaman talepler, cezaevleri aracılığıyla ulaşıyor. Toplanan bağışlarla yapılan “freikauf” (serbest bırakma) işlemi, hem mahkumları kurtarıyor hem de devletin yıllık 120 milyon avroluk takip ve ceza maliyetinden tasarruf sağlıyor.
Ihßen, cezanın orantısız olduğunu vurguluyor: Ortalama hapis süresi 74 gün, bazı durumlarda ise iki buçuk yıl hapis cezası verilebiliyor. “Bilet parasını ödeyemeyen bir evsiz için en ağır cezayı kullanmak akılcı değil,” diyor.
Freiheitsfonds, eski yasanın tamamen kaldırılmasını talep ediyor.
Her yıl yaklaşık 9.000 insan bu nedenle hapse giriyor. Ihßen, Bunun hem insan hakları hem de devlet bütçesi açısından akılcı olmadığını söyledi.