Hükümetin bu hafta içinde açıkladığı yeni paket bir dizi kısıtlama içeriyor: "Geçici koruma" statüsündeki sığınmacılara yakın aile fertlerini yanlarına almak için Almanya'ya iltica başvurusu tarihinden itibaren iki yıl bekleme şartı getirildi.

'Tekne doldu' diye çığıran kolektif kimlik
Kısıtlamalara anlayış gösteren Cumhurbaşkanı Gauck, "Eğer toplumun çoğunluğunda dayanışma duyguları kaybolup, sürekli 'Tekne doldu!' diye çığıran bir kolektif kimlik geliştiyse, o zaman yalnızca siyasi değil moral bakımından da bir sorun var demektir“ dedi.

'Akının altında kalmayız'
Sığınmacıların yakın aile fertlerini yanlarına almak için beklemek zorunda kalmaları kararının kendisini ürküttüğünü belirten Gauck, siyasetçilerin söz konusu kararı halkı yatıştırmak amacıyla aldığına dikkat çekti.
Hartz IV yasası, Sağlık Yasası gibi yasalar çıkarılırken sokağa çıkan yüzbinlerce insanı “yatıştırmak” için yasayı geri çekme ihtiyacı duyulmazken, mülteci yasası için neden “yatıştırma” ihtiyacı duyuldu acaba?

Vatandaşları "daha rahat" olmaya çağıran Cumhurbaşkanı Gauck, "Bu ülkenin hâlâ dayanışma içinde olduğu hiçbir zaman unutulmamalı. Dayanışma içinde olanların sayısı, kundakçılık ya da kışkırtıcılık yapanlardan kat be kat fazla. Böyle bir ülkeye hâlâ evet diyebiliriz" diye konuştu.

ARD-DeutschlandTrend’in son anketi Cumhurbaşkanının iyimser açıklamalarını doğrulamıyor.

Yeni “İltica Yasası Paketi II“ ile göz altı ve kovuşturmaların sürdüğü Fas, Cezayir ve Tunus „Güvenli Ülkeler” içine alınarak söz konusu ülkelerden gelecek mültecilerin hızlı bir şekilde sınır dışı edilmesine karar verildi. Bu uygulamayı Almanların yüzde 78’i doğru bulurken sadece yüzde 13’ü karşı çıktı.

İç savaşın sürdüğü ülkelerden gelen ve ‘Geçici koruma-subsidiärem Schutz‘ statüsündeki sığınmacıların ailelerini yanlarına almalarına sınırlama getirilmesine Alman halkının yüzde 44’ü evet derken, yüzde 49’u hayır dedi.

Yeni “İltica Yasası Paketi II“ hakkında açıklama yapan Sosyal Demokrat Parti SPD’li Çalışma Bakanı Andrea Nahles, uyuma direnen mültecilerin sosyal yardım parasının düşürülerek cezalandırılması önerisine, fikirleri sorulanların yüzde 88’i doğru cevabı verdi.