Merz, önümüzdeki yıl yapılacak beş eyalet seçiminde AfD’nin partisinin başlıca rakibi olacağını söyledi ve AfD’yi “CDU’yu açıkça yok etmek isteyen” bir güç olarak tanımladı.
CDU, Batı’ya bağlılık ve Avrupa Birliği’ne üyelik gibi temel konularda AfD’den farklı olduğunu vurguluyor. Ancak gözlemler, özellikle göç, şehir düzeni, dil ve değer tartışmaları açısından iki parti arasında üslup ve temada ciddi benzerlikler olduğunu gösteriyor. Örneğin Merz, sığınmacılara işaret ederek “sığınmacıların şehir görünümünde sorunlara neden olduğunu” söyledi. Bu sözlerini geri alıp almayacağı sorulduğunda Merz, “Geri alacak hiçbir şeyim yok, tam tersine” dedi. Ardından gazeteciye dönerek “Sizin kızlarınız var mı?” diye sordu. Kadınların şehirlerde, özellikle karanlık çöktükten sonra, kendilerini güvende hissetmediklerini öne sürdü. Ancak bu tür genellemeler, AfD söyleminde sıkça kullanılan bir yöntem.
CDU, doğu eyaletlerinde seçim kampanyasını güçlendirme niyetinde: “Beyaz Noktalar Programı” adıyla 2026 başında başlatılacak saha çalışmasıyla bölgesel varlığını artırmayı planlıyor. Bu da AfD’nin yüksek anket desteklerine karşı bir tepki olarak yorumlanıyor.
Tüm bunların gölgesinde, CDU’nun AfD’ye açık işbirliği konusunda hâlâ «hayır» dediği resmî olarak belirtilse de partinin dilsel tercihleri, gündem belirleyişi ve toplumsal kanı oluşturma stratejileri bakımından AfD ile örtüşen yönlerinin olduğuna dair eleştiriler yükseliyor.
Medyada bu konuyla ilgili diğer haberler
• TAZ: AfD ve CDU’nun söylemleri artık neredeyse fark göstermiyor.
• Tagesspiegel: CDU, AfD’nin “Genderwahn” tartışmalarına katılıyor.
• “İster sığınmacı tartışmalarında ister cinsiyet meselelerinde olsun, AfD ile CDU/CSU’nun açıklamaları arasında pek fark yok.” taz.de