Ancak içinde yaşadığımız, karşı çıkanları şeytan ilan ettiğimiz “özgürlükçü kapitalist sistem”, verimli tarım topraklarını ve mera alanlarını tarım dışı amaçlara tahsis etmeye devam ediyor. Üstelik insanların ve kapitalist üretim biçimin sebep olduğu iklim değişikliği sonucu yüksek sıcaklıklar, kuraklık artışları, fırtınalar, taşkınlar gibi hava hallerinde görülen artışlar da tarımsal üretimi olumsuz olarak etkiliyor.
KONYA BÜYÜKLÜĞÜNDE TARIM ARAZİSİ YOK EDİLDİ
Dünya Gıda Günü nedeniyle bir açıklama yapan TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre tarım arazilerinin kapladığı alan Türkiye’de 1992 yılında toplam 27,6 milyon hektar iken, 2017 yılında 23,4 milyon hektara geriledi. 25 yılda yaklaşık 4 milyon hektar yani yaklaşık Konya ili büyüklüğünde tarım arazisi kaybedildi. Bu da tarım alanlarının %15 küçülmesi anlamına geliyor” dedi.
Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının önlenmesi gerekliliğinin ön plana çıktığını ifade eden Çoğal, “Bu kapsamda 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun öngördüğü şekilde Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Planları’nın hazırlanması gerekiyor. Tarımsal potansiyeli yüksek olduğu için büyük ova ilan edilen alanların tarım dışı amaçlara tahsis edilmesi önlenmelidir” dedi.
Buğday ithalatının 5 milyon tona yükseldiğini belirten CHP'li politikacı Orhan Sarıbal ise tarım alanlarının küçültülmesi sonucu Türkiye'nin yılda 5 milyon ton buğday ithal eden ülke durumuna geldiğini söyledi.
CHP Parti Meclisi Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, 15 Şubat 2018 tarihinde Evrensel gazetesine yaptığı açıklamada, Buğdayda dışa bağımlılıktan kurtulmak için, 9 yıldan bu yana yerinde sayan destekleme primlerinin arttırılmasını, mazotta ÖTV ve KDV’nin kaldırılmasını, kooperatifleşmenin teşvik edilmesini istemişti.