Antibiyotik kıyamet

|   Dünya

Kapitalist rekabet bizim de üretileni doymak bilmez bir şekilde tüketmemizle kıyametin eşiğine doğru büyük bir hızla ilerliyor.

Almanya’da 1950 yılında bir kişi 37 kilo et yerken şimdi ortalama 60 Kilo et yiyor. Normalde haftada 300 ile 600 gramı geçmemek gerekirken 1200 gram et tüketiyoruz.
Geçmişte sadece zenginlere özgü bir besin olan et, bugün ucuzluğu nedeniyle herkes tarafından tüketilebiliyor.

Ucuzluğu ise hayvan çiftliklerinin hayvan sanayisi haline getirilmesiyle sağlanıyor. Bu hayvan fabrikalarında hayvanın çabuk büyümesi, etli olması için tonlarca antibiyotik kullanılıyor.

Ucuzluğu ve haz doyuruculuğu nedeniyle soframızdan eksik olmayan et içindeki antibiyotikle vücudumuza giriyor. Hayvan gübreleri tarlalara dökülerek de sebze ve meyveyle karıştığı suyla hem bizi hem de doğayı zehirlemeye devam ediyor.

Hastalık durumunda kullanılan antibiyotikler vücudumuz antibiyotikle dolu olduğu için etki etmiyor.

Uzmanlar uyardı: Antibiyotik kıyametin eşiğindeyiz
Bilim insanları tüm diğer tedavilerin işe yaramadığı durumlarda kullanılan en güçlü antibiyotiklere karşı da dirençli bakteriler buldular. Bu nedenle de dünyanın "antibiyotiksiz bir hayatın" eşiğinde olduğu uyarısı yapıyorlar.
Uzmanlar direncin dünya geneline yayılabileceği ve tedavi edilemez enfeksiyonlar korkusunu yeniden uyandırdığını söylüyor.
Antibiyotik kıyameti adı da verilen bakterilerin tedavilere tamamen direnç geliştirmesi tıp bilimini karanlık çağlara götürebilir.
Sık görülen enfeksiyonlar yine can alırken, antibiyotiklere bağımlı ameliyatlar ve kanser tedavileri de tehdit altına girebilir.
Çinli bilim insanları MCR-1 adı verilen yeni gen mutasyonu Colistin'in bakterileri öldürmesini engellediğini tespit etti.
İlk işaretler Çin yönetiminin sorunla başa çıkmak için hızla harekete geçtiği yönünde. Prof. Walsh bu haftasonu Tarım ve Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle colistin'in tarımda kullanılmasının yasaklanmasını görüşecek.
Antibiotic Action adlı sivil toplum kuruluşundan Prof Laura Kiddock da aynı antibiyotiklerin hem veterinerlikte hem de tıpta kullanılmaması gerektiğini" söyledi.
Etçil vahşi hayvanlar sivri dişlere ve az tükürüğe sahip. İnsanlarda ağızda başlayan sindirim, hayvanlarda midede başlıyor. İnsanlar ise daima daha çok bitkilerden beslenmişti. Et, az bulunabilen bir ürün ve avı zordu. Günlük yenen ‚ekmek‘ kültür ve gelişim tarihini belirlemişti.
Geçmişte herkesin yiyemediği ama zenginlerde her gün tabakta bulunabilen et, sağlık sorunlarına yol açmış ve işte o zenginleri sıklıkla İsviçreli doktor Maximilian Benner’in kuruna gitmeye zorlamıştı. Benner 20. Yüzyılın başında mide ve kalp sorunları olan hastalarını basit bir yöntemle tedavi etmişti. (BBC/RK)

Geri

 

Card image cap
înfo Magazin
Daha fazlasi için

YouTube
Card image cap
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Card image cap
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
Card image cap
İstekler Programı
Daha fazlasi için
Card image cap
SALI SALI Hakan
Daha fazlasi için