Böyle bir şeyi daha önce hiç görmediğini söyledi. “Burada insanların doğru düzgün, insan onuruna yaraşır şekilde yaşaması neredeyse imkânsız” dedi.
Bu sözler, onun Suriye’ye geri gönderme uygulamalarını sorguladığı şeklinde yorumlandı. Oysa İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt ve sosyal demokrat partinin (SPD) içinde yer aldığı koalisyon hükümeti bu yıl içinde tam da oraya sınır dışı etmeyi planlıyor.
Böylece Dışişleri Bakanı, hem kendi partisinden hem de dışından, Suriye’ye geri gönderme konusundaki açıklamaları nedeniyle baskı altında kaldı.
Yıkım görüntülerini gözünüzün önüne getirmeye çalışın…
Şam kırsalındaki Harasta kentinde 2 milyon konut yaşanamaz durumda, bölgede 70 toplu mezar bulundu.
Alman Dışişleri Bakanı’na göre, Almanya’daki Suriyeli mültecilerin buraya dönüşü şu an düşünülemez.
Johan Wadephul; “Kısa vadede geri dönmeleri mümkün değil. Bu kadar büyük bir yıkımı şahsen hiç görmemiştim, hayal dahi edemezdim. Burada insanların doğru düzgün ve onurlu bir yaşam sürmesi neredeyse imkânsız.”
Bu açıklama nedeniylr kendi partisinden de eleştiriler geliyor.
Mültecilerin geri gönderilmelerinin uygun olup olmadığına dair tartışma tüm hızıyla sürüyor.
Assad’ın devrilmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, ülkenin geniş bölümlerinde durum hâlâ belirsiz ve tehlikeli.
ZDF muhabiri Golineh Ataibölgedeki durumu şöyle anlatıyor:
“Şu anda Şam’ın en ağır yıkıma uğramış mahallelerinden biri olan Yermük’teyim. Burada bir zamanlar 160.000 insan yaşıyordu, şu an yaklaşık 25.000 insan kaldı. Ve ara sıra gerçekten de bazı geri dönen kişiler görüyorum. Ev harabelerinin arasında çadır kurmuşlar ya da binaların iskeletlerinde yaşamaya çalışıyorlar; biraz paraları varsa kapı ve pencere satın alıyorlar. Ama daha fazlasına yetmiyor. Burada Mainz’dan gelmiş Suriyeli bir çiftle tanıştım. Evlerini yeniden inşa etmek istiyorlar. Ama bunun ne kadar tehlikeli olduğunu arkamdaki binadan görebilirsiniz. Dün önceki gün çöktü.Devlet gözetimi yok, devlet desteği yok, mühendis yok, yapı denetimi yok.İnsanlar tamamen kendi başına bırakılmış durumda. Birkaç kilometre uzağa giderseniz daha lüks ve pahalı arabalar görüyorsunuz. Bir gözlemci, şu anki şiddet oranının Kolombiya gibi bir Latin Amerika ülkesine benzediğine dikkat çekti. Ama bu, genel durumun hâlâ çok istikrarsız ve kırılgan olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bir yanda IŞİD saldırıları, diğer yanda intikam eylemleri ve halklar arası hesaplaşmalar devam ediyor. Ülkede hâlâ iki cephe hattı var; biri kuzeydoğuda, diğeri kısmen İsrail kontrolündeki güneybatıda. Buralarda etnik çatışmalar, katliamlar ve göç dalgaları yaşandı. IMF’ye göre yeniden inşa maliyeti 200 milyar dolar. Nüfusun yüzde 90’ının yoksulluk içinde olduğu bir ülkede, bu büyük uluslararası yardım olmadan mümkün değil. Suriye diasporası bunu tek başına taşıyamaz."
Böyle anlatımlar ve görüntüler karşısında şu soru akla geliyor:
Federal hükümet Suriye’ye kimi ve nereye geri göndermek istiyor?