AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay da darbe girişimi sonrası 10 410 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Aktay bunların 287'sinin polis, 7.423'ünün asker, 2.014'ünün hakim ve savcı, 686'sının da sivil olduğunu söyledi.
Hükümetin „temizlik“ adı altında başlattığı tutuklama, emekliye sevk etme gibi sert tutumundan sadece eğitim alanı etkilenmiyor. Uzmanlar, insan hakları savunucuları, politikacılar, özellikle yurt dışından dönecek aydın ve bilim insanları da korkuyor.
Türkiye'deki olağanüstü hal kendisini nasıl hissettiriyor? sorusuna yabancı muhabirler şöyle cevap veriyor:

„Atmosfer çok farklı. Cumhurbaşkanı Erdoğan taraftarı olmayan halkın yüzde 40'ında korku ve gözdağı atmosferi hakim. 

Caddeler akşamları tamamen Erdoğan taraftarlarına ait. 

Göstericiler arasında sadece Cumhurbaşkanını kutlamak isteyenler değil, içlerindeki şiddeti boşaltmak isteyen saldırgan gruplar yer alıyor. 

Gün boyunca bariz bir şekilde telsizlerinden ve taşıdıkları silahlardan anlaşılabilen sivil kıyafetli, güvenlik güçleri dolaşıyor.

Bunlar geçmişte hükümet karşıtı gösterilere katılanları coplayanlar.

İnsanların birçoğu düşüncelerini açıklamanın akıllıca olacağından kuşkulu.
ZDF İstanbul muhabiri Stephan Hallmann, büyük muhalefet partisinden bir milletvekili ile parlamentoda söyleşi yapmak isteyen bir muhabirin, onun tedirgin olduğunu, yakınlarında birilerinin olup olmadığına baktığını, ancak, kamera kapatıldığında konuştuğunu anlattığını söylüyor.

Tutuklanma veya işkence korkusuyla 1000 kamu çalışanın saklandığı yada kaçtığı açıklandı.  Yüksek rütbeli subaylara tutuklama sonrası kötü muamele yapıldığını gösteren görüntülerin yayınlanmasının bunda etkili olduğu söylemek mümkün."